Peki kime kaybetmiştir. İngilizlere mi ? Yahudilere mi ?
Siyonizm Harekatları başarılı olmuştu. Araplar her ne kadar karşı çıksada o zamanlar sonunda kabul edeceklerdi. Çünkü çıkarları tüm ülkeler gibi onu gerektirecekti.
İsrail 2 bin yıldır kurulan ilk Yahudi Devletiydi. Tel Aviv’de 14 Mayıs 1948’de ilan edildi. Karar, son İngiltire birliklerinin bölgeyi terk ettikleri ertesi gün yürürlüğe girdi. Filistinliler 15 Mayıs gününü “El Nakba” diye anarlar. Yani “Felaket Günü”.
NEREDE BÜYÜKLER ?
Büyüklere sırasıyla bakalım isterseniz;
ALMANYA
Almanya Filistin i tanımadığı için olaylara daha acımasız yaklaşıyor. Birde tecrübenin ve başarının vermiş olduğu özgüven var. Dünyada savaş varsa, dünyanın neresinde olursa olsun, Almanya son sözü söylemeden savaşın galibi belirlenmez. Bu yüzden Almanya strateji ve çıkarlar açısından en avantajlı olan ülkedir. Almanya için zaten orası İsrail toprağı...
RUSYA
Rusya Medvedev’le birlikte Filistin'i tanıyan 173 ülke arasına girdi. Rusya için önemli olan, ABD nin hangi safta yer aldığıdır. Rusya bu yüzden, her zaman karşı safta yer almıştır. Ama bu sefer, olay farklı boyutlara taşındı. Rusya'da kararsız kalıp ne yapacağını şaşırmış duruma geldi. Zaten Rusya, ABD ile aynı safta yer almamak için, Filistin'i tanımıştır. Rusya'nın bu aşamada sessiz kalmasının tek bir nedeni var! Her ne kadar ABD ile aynı safta yer almasa da Rusya asla kaybedenin yanında olmaz.
ABD
ABD için işlerin yürümemesi veya yavaş ilerlemesi, iki Devlet Başkanının farklı politikalar ve tutumlar izlemesindendir. Ama değişmiyen tek durum, ABD nin Filistin i tanımaması. Zaten Amerika nın İsrail'e karşı safta yer alması mümkün olmayan birşey. Çünkü ABD için, İsrail büyüyen bir dünya gücü. Bu dünya gücünü yanına, hatta himayesine alma gayreti içerisinde olmuştur. Filistin'e karşı acımasız açıklamalar yapmıyor ama İsrail’e karşı tetikleyici açıklamalar yapmaktan da geri kalmıyor. Dediğim gibi ABD'ye göre, İsrail Kendi Topraklarının mücadelesini veriyor. Birde dünya gündeminin sürekli değişmesi, her zaman Amerika nın işine yaramıştır. Bu yüzden ABD seyirci kalmayı tercih etti fakat...... İSRAİL tribününden.
BÜYÜKLER BURDA KÜÇÜKLER NEREDE
MISIR
Mısır ın Hamastan daha çok sesi çıkıyor. Ateşkes masasına oturan veya oturduğunu sanan Mısır iç sorunlarından sonra kendini saf arayışı içerisinde buldu. Ama bu tutumu sergilemesindeki amaç, Filistin de yaşanan katliam değil, Mısır'ın kendi çıkarlarıdır. Neden bu kadar sert tutumla yaklaştığımı merak etmiş olabilirsiniz, hemen açıklık getireyim. Eğer Filistin deki katliamı görseydiniz, Filistini tanır ve aynı safta yer alırdınız. Filistin Devletini tanımayan tek İslam ülkesi, Mısır'dır.
Geri kalan küçükler kendi içlerisinde yaşam mücadelesi vermekten, başkalarını düşünemez duruma geldiler. Bu duruma gelmesinin asıl nedeni ABD.
SİZCE AYNAYA BAKMA ZAMANI GELMEDİ Mİ ?
TÜRKİYE
Türkiye, yıllardır ABD ye bu kadar yakın olduktan sonra, kolay kolay ABD'nin karşı safında yer alamaz. Bizim yaptığımız, her zamanki gibi durumu dengelemeye çalışmak. Baktığımızda Filistin'e en çok üzülen biziz, ama diğer taraftan baktığımızda ise, bir tane yardımımız bulunmamaktadır. (En son cuma namazı sonrası Diyanet İşlerinin emriyle toplanan yardımları saymaz isek.)
Tabi Filistin niyetiyle yardım ettik, bakalım nereye gidecek!
Bir de 4 sene önce, sonuca ulaşamadığımız yardımı gerçekleştiremediğimiz Mavi Marmara Yardım Gemisi. Adından da anladığımız gibi yardım gemisi, ama durum tersine döndü. Yardım etmeye giderken, derin sularda yardım edilecek duruma düştük ve o sularda kendi canlarımızı kaybettik.
Dünya basını önünde, Hem Filistin'e hem de ABD'ye vereceğimiz cevap hazırdı...
ABD ye verdiğimiz cevap; "Yardım etmedim. Zaten böyle bir durum olacağından haberdardık.
Filistin e verdiğimiz cevap; "Kardeşim, sende Müslümansın, bende. Senin en yakın dostun bizleriz. Yardım etmek istedik, yanında olmak istedik, ama Katil İsrail benim canımıda yaktı, canlarımı da aldı" deyip, mağdur edebiyatı yaptık.
Ve kendi canlarımızın hesabını sırf ABD izin vermediği için, zamanı değil dediği için, biz bunun hesabını İsrail'e 1,5 sene sonra sormak istedik. O soru tam olarak ABD'nin izin verdiği kadar ONE MİNUTE oldu.
Türklerin daha hesabı sorulmayan canları ve şehitleri var. 2 sene önce Üç İsrail Ajanının bizim topraklarımızda, bizim polisimize düzenlediği süikastten bahsediyorum. Hatay'da devriye atan polisimize silah dogrultan şeref yoksunu insanlara biz birşey diyemeden, hesap soramadan, hakettiği cevabı veremeden, Başbakanımız'ın tabiriyle, "TIPIŞ TIPIŞ" gittik, Ajanları İncirlik Amerikan üssüne teslim ettik.
Bunlar sadece iki tanesi... Bunun gibi irili ufaklı birçok neden sayabilirim ve sayabiliriz... Fakat bunlar canımızı yakanlar, unutmadıklarımız, unutamadıklarımız ve hesabını Ahirete bırakmış olduklarımız.
Bizim halkımız kan ağlıyor aslında... Ama çoğu insanımız kendi gözyaşlarını akıtmıyor. Bazı vekillerin akıttığı gözyaşlarının aynısını, insanımız kendi evinde, cevresinde akıtıyor... Yani "timsah" gözyaşları.
İnşallah en kısa zamanda, insanımızın elini, kendi vicdanına koycağını umuyorum.
Milliyetçiliğin , Müslümanlığın , Kardeşliğin ve İnancın, öyle Coca Cola almamakla, televizyon karşısında İsrail'e küfür etmekle olmadığını anlamak lazım ve insanımıza anlatmak lazım.
Türkiye Dünya siyasetinde Venezuela kadar söz sahibi olmadı. Sosyal medyayada paylaşılan israil markalarını kullanmamak için uyarılarda bulunuluyor. '' Coca Cola almıyoruz, Nescafe almıyoruz ... '' , o halde Devlet yetkilileri neden Venezuela gibi İsrail ile ticari ilişkileri kesmiyor. Halkımız, Milletvekillerimiz, İsrail Elçiliklerinin önünde eylem yapmak yerine, neden Meclisin önüne gidip, kendi hükümetinin tutumunu eleştirmiyor?
Madem bu kadar milliyetçiyiz, madem bu kadar müslümanız, madem bu kadar inançlıyız ve son olarak da madem bu kadar kararlıyız neyi bekliyoruz,
İsrail ile ticari ilişkilerimizi kesmek ve bitirmek için ?